thro

listen to the pronunciation of thro
Английский Язык - Турецкий язык
arasından

Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi. - A beam of sunlight came through the clouds.

Tom kalabalığın arasından ite kalka yol açtı. - Tom elbowed his way through the crowd.

baştan başa

İki çocuk araziyi baştan başa dolaştı. - The two boys traveled throughout the land.

yüzünden

Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu. - The forest fire occurred through carelessness.

içinden

Bir grup kentin içinden geçit açtı. - A band led the parade through the city.

Maruyama nehri Kinosaki'nin içinden akar. - The Maruyama river flows through Kinosaki.

tamamen

Ben sadece onu tamamen bitiremedim. - I just couldn't go through with it.

Tom neredeyse tamamen burada. - Tom is about through here.

direkt

O direkt gözyaşları ile cevap verdi. - She answered through tears.

bir uçtan bir uca

İspanya'dan Parise Pirene'leri bir uçtan bir uca yürüdüm. - I hiked through the Pyrenees from Spain to Paris.

sayesinde

Genetik mühendisliği sayesinde, mısır kendi böcek ilaçlarını üretir. - Through genetic engineering, corn can produce its own pesticides.

Arkadaşlarımın iyi ofisleri sayesinde bir iş bulabildim. - I was able to get a job through the good offices of my friend.

doğruca
prep. bir uçtan bir uca, içinden, arasından, baştan başa, sayesinde, yüzünden
kesintisiz
doğru

Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı. - The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.

Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından dışarı karanlık Londra caddesine doğru gözden kayboldu. - The man looked at Tom, then vanished through the stage door out into the dark London street.

baştan sona

Sincap güç kablosunu baştan sona çiğnedi. - The squirrel chewed through the power cable.

Tom Mary'yi onun işini baştan sona incelerken yakaladı. - Tom caught Mary snooping through his stuff.

dayanmak

Ayın diskinin yarısı ışıklandırıldığında biz buna ilk çeyrek ay deriz. Bu isim kameri ay boyunca ayın yolun dörtte birinde olduğu gerçeğine dayanmaktadır. - When half of the Moon's disc is illuminated, we call it the first quarter moon. This name comes from the fact that the Moon is now one-quarter of the way through the lunar month.

geçmek

Havaalanında gümrüklerden geçmekten hoşlanmam çünkü çok uzun sürüyor. - I dislike going through customs at the airport because it takes so long.

Girişinizde gümrükten geçmek gerekiyor. - It is necessary to go through customs at your arrival.

sürmek

O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu. - Driving through that snowstorm was a nightmare.

atlatmak
thro'
bir uçtan bir uca '
through
yoluyla

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu. - Through trial and error, he found the right answer by chance.

Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar. - They fled through a secret passageway.

through
baştan sona

Sincap güç kablosunu baştan sona çiğnedi. - The squirrel chewed through the power cable.

Tom Mary'yi onun işini baştan sona incelerken yakaladı. - Tom caught Mary snooping through his stuff.

through
aktarmasız
through
orasında burasında
through
arasında (bir gürültünün)
through
rağmen (bir gürültüye)
through
dolayımıyla
through
(Tıp) Vasıtasiyle, yolu ile
through
doğru

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir. - Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.

Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak. - In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.

through
-e kadar
through
sonuna

Sonuna kadar görevi taşımalısın. - You must carry the task through to the end.

through
başından sonuna kadar
through
bitirmiş
through
içeriye

Tom banyo penceresinden içeriye girdi. - Tom got in through the bathroom window.

Hırsız kırık bir pencereden içeriye girdi. - The burglar got in through a broken window.

through
süresince

O, gece süresince çalıştı. - He worked through the night.

through
bitmiş

Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır. - This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.

through
başarılı bir sonuca
through
(İnşaat) içinden, sona ermiş
through
(Yeni Sözcükler) boyunca

Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir. - Gerhard Schroeder is the first German chancellor not to have lived through World War II.

Köpek bütün gece boyunca havlamayı sürdürdü. - The dog kept barking all through the night.

Английский Язык - Английский Язык
through
A contraction of Through
thro'
through

Vext the dim sea.

thro'
Thro' is sometimes used as a written abbreviation for through
thro

    Произношение

    Этимология

    [ 'thrü ] (preposition.) 15th century. * Abbreviation of through.
Избранное