Şunlar Tom'un köpekleri.
- Those are Tom's dogs.
Şunlar kimin ayakkabıları?
- Whose shoes are those?
Nagasaki çevresinde onlara rehberlik edebilmem için kadınla birlikte gittim.
- I went with the women so that I could guide them around Nagasaki.
Beni öldürmekle tehdit ettiler bu yüzden cüzdanımı onlara verdim.
- They threatened to kill me so I gave them up my wallet.
Onlar kimin kitapları?
- Whose books are those?
Ama bu cümleleri nerede buluruz? Ve onları nasıl çeviririz?
- But where do we get those sentences? And how do we translate them?
Takımımız beyzbolda onları 5-0 mağlup etti.
- Our team defeated them by 5-0 at baseball.
Onların hepsi sadece kızları götürmek için buradalar.
- All of them are just here to pick up girls.
Takımımız beyzbolda onları 5-0 mağlup etti.
- Our team defeated them by 5-0 at baseball.
The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
- Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
Them kids need to grow up.
Do good to them that hate you.
- Do good to those who hate you.
Do you really not like them?
- Do you really not like those guys?
... It looks very different from those, but it's another example of the device. ...
... going to do to the enterprise. In those days, users were even more constrained than they ...