Onlar bir saattir burdalar.
- They have been here for an hour.
Sen burda bir öğrenci değil misin?
- Aren't you a student here?
Bana bunda yardım etmek için burada olmana memnun oldum.
- I'm glad you're here to help me with this.
Peki bundan sonra ne olacak?
- Where do we go from here?
Hazine için orayı burayı kazdılar.
- They dug here and there for treasure.
Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor.
- Tom hopes Mary likes it here.
İşte e-posta adresim.
- Here's my email address.
İşte senin için bir mektup.
- Here is a letter for you.
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
Merhaba? Hâlâ burada mısın?
- Hello? Are you still here?
Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.
- It is five years since we moved here.
Arabanızı buraya park edemezsiniz.
- You can't park your car here.
Hey, lütfen bana burada yardım eder misin?
- Hey, could you give me a hand over here, please?
Hey, sen burada ne yapıyorsun?
- Hey, what are you doing here?
Here in history, we are less diligent about quashing monopolies.