Çocuklarımızı ve torunlarımızı düşünmek zorundayız.
- We must think of our children and grand-children.
Başka birini düşünmek zorunda kalacağız.
- We'll have to think of someone else.
Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
- You can't expect me to always think of everything!
Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
- What do you think of the original plan?
Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of modern art?
Bu insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of these people?
Neden her şey hakkında düşünmek zorundayım?
- Why do I have to think of everything?
He got halfway out the door, thought better of it, and decided to stay home, instead.