thing, unit

listen to the pronunciation of thing, unit
Английский Язык - Турецкий язык

Определение thing, unit в Английский Язык Турецкий язык словарь

guy
adam

İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle. - Wait till the guys at work hear that your wife left you for another woman.

Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok. - I have no idea what that guy is thinking.

guy
herif

Tom öyle herifleden nefret eder. - Tom hates guys like that.

Siz acayip kılıklı herifler tamamen cahilsiniz. - You guys are totally clueless.

guy
{f} takılmak

Siz çocuklar takılmak istemez misiniz? - Don't you guys hang out?

Fransızca çalışıyor olmalıyım ama siz arkadaşlarla takılmak daha eğlenceli. - I should be studying French, but it's more fun hanging out with you guys.

guy
ip
guy
herifçioğlu
guy
alaya almak
guy
vento
guy
adamcık
guy
{f} alay et

Bütün adamlar onunla alay ettiler. - The guys all made fun of him.

guy
halat/adam
guy
halatla tutturmak
guy
gemi direklerini yerlerinde saptayan halat
guy
çıkarılan veya indirilen yükü yerinde tutan halat
guy
taklit et
guy
i., k.dili. adam
guy
{f} alay etmek
guy
{f} rezil etmek
guy
{f} bağlamak
Английский Язык - Английский Язык
guy

This guy, here, controls the current, and this guy, here, measures the voltage.

thing, unit
Избранное