O, bir tavuk satın aldı.
- She bought a chicken.
Bir kilo tavuk kanadı alabilir miyim?
- Can I get a kilo of chicken wings please?
Tom civcivleri bir karton kutuya koydu.
- Tom put the chicks in a cardboard box.
Tavuğun sekiz tane civcivi vardır.
- The hen has eight chicks.
Arabaya bir piliç atalım.
- Let's pick up a chick.
Bu piliç çok pişirilmiş.
- The chicken is overcooked.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
- I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
Tom, kızarmış tavuk seviyor.
- Tom loves fried chicken.
Su çiçeği çocuklarda yaygın bir hastalıktır.
- Chicken pox is a common sickness in children.
Ben bir çocukken suçiçeği geçirdim.
- I had chicken pox as a kid.
Sen böyle bir korkaksın.
- You're such a chicken.