Tom mavi bir hastane elbisesi giyiyordu.
- Tom was wearing a blue hospital gown.
Yaşam, bitlerle dolu harika bir elbisedir.
- Life is a magnificent gown full of lice.
Periler incecik önlükle dans etti.
- The fairies danced in wispy gowns.
O, saten bir sabahlık giymişti.
- She was wearing a gown of satin.
Gecelik ipekten yapılır.
- The gown is made of silk.
Dan topluma kötülük yapıyor.
- Dan is doing a disservice to the community.
Benim için toplumun sevgisi paradan daha önemlidir.
- The love of the community is more important to me than money.
Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.
- They went to the community pool.
Halkevindeki sınıflar ücretsiz.
- Classes at the community center are free.