Yalın gerçeklikle yüz yüze gelmelisin.
- You ought to face the stark reality.
Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor.
- Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.
Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.
- Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.
Yalın gerçeklikle yüz yüze gelmelisin.
- You ought to face the stark reality.
Hakikati metanetle karşılaman iktiza eder.
- You should face up to the reality.
Felsefe, hakikatten intikam alma sanatıdır.
- Philosophy is the art of taking revenge on reality.