the twelve cards dealt to an individual player

listen to the pronunciation of the twelve cards dealt to an individual player
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the twelve cards dealt to an individual player в Английский Язык Турецкий язык словарь

hand
{f} uzatmak

Yapman gereken tek şey bu kitabı ona uzatmak. - All you have to do is to hand this book to him.

Raporu ona uzatmak istedim ama unuttum. - I intended to hand the paper to him, but I forgot to.

hand
{f} elle vermek, uzatmak: Please hand me that book. O kitabı bana uzatır mısınız?
hand
(isim) el, parti, yardım, pay, parmak, ustalık, yetenek, usta, kurt, ibre, akrep, yelkovan, taraf, demet, salkım, hevenk, alkış, evlilik sözü
hand
{i} taraf

Tom hiç yüzemez. Diğer taraftan, o iyi bir beyzbol oyuncusudur. - Tom can't swim at all. On the other hand, he is a good baseball player.

Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik. - On the one hand we suffered a heavy loss, but on the other hand we learned a great deal from the experience.

hand
{i} hevenk
hand
{i} usta

Onunla ustalıkla başa çıktın. - You handled that deftly.

Onunla çok ustaca başa çıktın. - You handled that very skillfully.

hand
{i} alkış

Kalabalık kazananı coşkuyla alkışladı. - The crowd gave the winner a big hand.

Tom elleriyle alkışladı. - Tom clapped his hands together.

hand
{i} salkım
hand
{i} parmak

Bir Yunan ile tokalaştığın zaman, parmaklarını say. - When you shake hands with a Greek, count your fingers.

Elde beş parmak vardır. - The hand has five fingers.

hand
{i} parti
hand
{i} yetenek

Bu aktör hem yakışıklı hem de yetenekli. - That actor is both handsome and skillful.

Amatör şarkıcı eller aşağı yetenek yarışmasında birincilik ödülünü almıştır. - The amateur singer won first in the talent show hands down.

hand
(Askeri) tayfadan biri
hand
(Askeri) tayfa
hand
yanında

O, eli cebinde kapının yanında duruyordu - He was standing by the gate with his hand in his pocket.

Tom Mary'nin yanında onun elinden tutarak oturdu. - Tom sat next Mary, holding her hand.

hand
kontrol

İsyan kontrolden çıktı. - The riot got out of hand.

El yıkama, bakterileri kontrol etmek için bir yoldur. - Hand washing is one way to control bacteria.

hand
{i} evlilik sözü
hand
karar vermek hand in yetkili bir kimseye vermek
hand
{i} ırgat, rençper; işçi
hand
yardı

Sana yardım edebilir miyim? - Could I give you a hand?

Bana yardım edebilir misin? - Could you lend me a hand?

hand
hand it to argo haklı olarak övmek
Английский Язык - Английский Язык
hand
the twelve cards dealt to an individual player

    Расстановка переносов

    the twelve cards dealt to an in·di·vi·du·al play·er

    Турецкое произношение

    dhi twelv kärdz delt tı ın îndıvîcıwıl pleyır

    Произношение

    /ᴛʜē ˈtwelv ˈkärdz ˈdelt tə ən ˌəndəˈvəʤəwəl ˈplāər/ /ðiː ˈtwɛlv ˈkɑːrdz ˈdɛlt tə ən ˌɪndəˈvɪʤəwəl ˈpleɪɜr/
Избранное