Oda bu amaç için gayet uygun.
- The room is perfectly suitable for this purpose.
Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.
- Many people drift through life without a purpose.
Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır.
- Making money is his main purpose in life.
Ziyaretinizin amacı nedir?
- What is the purpose of your visit?
O, resim eğitimi amacıyla Paris'e gitmeye karar verdi.
- He decided to go to Paris for the purpose of studying painting.
Palyaço kasıtlı olarak düştü.
- The clown fell down on purpose.
Biz kasıtlı olarak onun sırasını atladık.
- We skipped his turn on purpose.
Bunu mahsus yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Çocuk kasten ayağıma bastı.
- The boy stepped on my foot on purpose.
Bunu kasten yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!