the style or cut of a type or font of type

listen to the pronunciation of the style or cut of a type or font of type
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the style or cut of a type or font of type в Английский Язык Турецкий язык словарь

face
{f} bakmak

Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir. - This girl has a pretty face. My heart melts from looking at it.

Tom Mary'ye bakmak için geriye döndü. - Tom turned around to face Mary.

face
karşısında olmak
face
{f} dönmek
face
{f} göğüs germek
face
{f} yönelmek
face
(Ticaret) karşısında durmak
face
çehre
face
{i} (saatte) mine, kadran
face
şekil

İngiltere tehlikeli şekilde düşük gıda malzemeleri ile karşı karşıya idi. - Britain faced dangerously low supplies of food.

Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu. - The victim's body was lying face down on the rug.

face
şeref
face
sıvamak
face
{f} karşı olmak
face
{i} ön yüz, cephe
face
{f} yüzünü dönmek
face
on taraf
face
{i} sima
face
sıvama
face
{f} (bir duruma) dayanmak, tahammül etmek
face
{i} biçim

Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük. - Tom's face is badly bruised.

Şapkamı giymeyi unuttum ve yüzüm kötü biçimde güneşten yandı. - I forgot to wear my hat and my face got badly sunburned.

face
{i} (Geometri) yüz
Английский Язык - Английский Язык
face
the style or cut of a type or font of type

    Турецкое произношение

    dhi stayl ır kʌt ıv ı tayp ır fänt ıv tayp

    Произношение

    /ᴛʜē ˈstīl ər ˈkət əv ə ˈtīp ər ˈfänt əv ˈtīp/ /ðiː ˈstaɪl ɜr ˈkʌt əv ə ˈtaɪp ɜr ˈfɑːnt əv ˈtaɪp/
Избранное