the soft hair of the face when beginning to appear

listen to the pronunciation of the soft hair of the face when beginning to appear
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the soft hair of the face when beginning to appear в Английский Язык Турецкий язык словарь

down
{f} aşağı

Yanaklarından aşağı akan gözyaşlarıyla bana baktı. - She looked at me with tears running down her cheeks.

Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk. - We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly.

down
aşağıya

Ağaçtaki kedi bana doğru aşağıya geldi. - The cat on the tree came down to me.

O, merdivenlerden aşağıya geliyordu. - She was coming down the stairs.

down
(Argo) saygı göstermek
down
(Argo) arkadaş olmak
down
(Bilgisayar) düştü

İkizler kızamıktan dolayı yatağa düştü. - The twins have come down with measles.

O içeriye girer girmez düştü. - The instant he came in, he fell down.

down
yüzü koyun
down
{i} kuştüyü
down
{e} aşağısına doğru

Tom ve Mary kanolarında nehrin aşağısına doğru sürüklendiler. - Tom and Mary drifted down the river in their canoe.

Tom Mary'nin nehrin aşağısına doğru sürüklenişini izlemekten başka bir şey yapamadı. - Tom could do nothing but watch Mary being swept down the river.

down
sulandırılmış olarak
down
{i} garez
down
yıkılmış

Oldukça yıkılmış görünüyorsun. - You look pretty down.

Yıkılmış bazı eski evler gördük. - We saw some old houses pulled down.

down
{f} yenmek
down
(Askeri) İNDİR, AŞAĞI: Bir topçu veya deniz topçu desteğinde: 1. Bir ateş isteğinde hedef yerinin bir müracaat noktasından yükseklikçe aşağıda bulunduğunu göstermek için kullanılan terim. 2. İhtirakli ile atışlarda, paralanma yüksekliğinde azaltma yapmak gerektiğini göstermek için kullanılan bir terim. 3. Topçuda, bir ateş komutunda, toprak açısının (şu kadar) milyem alçaltılması gerektiğini göstermek için kullanılan terim. 4. Havan ateşini tanzim için verilen bir ateş komutunda namluya (şu kadar) devirlik bir alçalış verileceğini bildirmek için kullanılan terim. Bak. "up"
down
londra'nın dışına
down
azalarak
down
{i} şansın ters dönmesi
down
aşınmış bir şekilde
down
kağıt üstünde
down
(Tıp) gebelik ayından itibaren örten ince tüylerin oluşturduğu örtü, lanugo
down
{i} hav

Araba havalimanına giderken bozuldu. - The car broke down on the way to the airport.

Güneş battığında hava soğudu. - It grew cold as the sun went down.

Английский Язык - Английский Язык
down
the soft hair of the face when beginning to appear

    Расстановка переносов

    the soft hair of the face when be·gin·ning to ap·pear

    Турецкое произношение

    dhi sôft her ıv dhi feys hwen bîgînîng tı ıpîr

    Произношение

    /ᴛʜē ˈsôft ˈher əv ᴛʜē ˈfās ˈhwen bəˈgənəɴɢ tə əˈpər/ /ðiː ˈsɔːft ˈhɛr əv ðiː ˈfeɪs ˈhwɛn bɪˈɡɪnɪŋ tə əˈpɪr/
Избранное