Tom kelliğini gizlemek için şapkasını çıkarmadı.
- Tom kept his hat on to hide his baldness.
Benden gizlemek zorunda değilsin.
- You didn't have to hide from me.
Saklanmak zorunda değilsin.
- You don't have to hide.
Çabuk, lambayı söndür, karanlıkta saklanmak istiyorum.
- Quick, turn off the lamp, I want to hide in the darkness.
Tom anahtarı saklamak için iyi bir yer bulamadı.
- Tom couldn't find a good place to hide the key.
Saklamak zorunda değilsin.
- You don't have to hide.
Benim postumu kurtardığın için teşekkürler.
- Thanks for saving my hide.
Duygularımı gizleyemiyorum.
- I can't hide my feelings.
Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.
- He couldn't think where to hide it.
Tom gizlenmek zorunda değildi.
- Tom didn't have to hide.
Gizlenmek zorunda değiliz.
- We don't have to hide.