Bogdan, yarın orada olacağını söylemişti.
- Bogdan said he would be there tomorrow.
Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
- You didn't do a very good job, I said.
Söz konusu olmadığını söyledi.
- He said it was out of the question.
Tom bunun söz konusu olmadığını söyledi.
- Tom said it was out of the question.
Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- He said NO to himself. He said YES aloud.
Ne dediğini hatırlıyorum.
- I remember what he said.
Kazu'nun Japonya'da en iyi futbol oyuncusu olduğu söylenmektedir.
- It is said that Kazu is the best soccer player in Japan.
Japonların tanıdıkları kişilere karşı nazik oldukları fakat tanımadıklarına karşı oldukça soğuk oldukları söylenmektedir.
- It is said that Japanese people are kind to people they know, but rather cold to those they don't.
Söylenen söz geri alınamaz.
- Once you've said something, it can't be taken back.
Kız kendine söyleneni görmezden gelerek annesiyle alışverişe gideceğini söyledi.
- The girl said she was going shopping with her mother, ignoring what she was told.
... And Governor Romney, at the beginning of this debate, wrote and said, what we did in Massachusetts ...
... what said ...