Tom hiddetle üzerime sıçradı.
- Tom sprang at me in a rage.
Kasırga hiddetlenmeye devam etti.
- The hurricane continued to rage.
O, öfke yüzünden titriyordu.
- He was trembling with rage.
Çocuk öfkesinde çaresizdir.
- The child is helpless in his rage.
Yangın şiddetlendi ve bütün köyü yaktı.
- The fire raged and consumed the whole village.
Fırtına bütün o gece şiddetle esmişti.
- The storm raged fiercely all that night.