Bu top o çocuğun servetidir.
- This ball is that boy's treasure.
Topu duvara doğru çekti.
- He tossed the ball towards the wall.
Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti.
- Football originally meant a game played with a ball on foot - unlike a game played on horseback, such as polo.
Top oyununun ertelenmesine karar verildi.
- It was decided that the ball game be put off.
Top, yolun karşısına yuvarlandı.
- The ball rolled across the road.
Top yuvarlaktır ve maç 90 dakika sürer.
- The ball is round, and the game lasts 90 minutes.