Muhtemelen sorunun kolay bir çözümü vardır.
- There is probably an easy solution to the problem.
Biz, sorunun çözümüne gelince farklılık gösterdik.
- We differed as to the solution to the problem.
Bu bulmacayı çözmek zaman gerektirmedi.
- The solution of the puzzle required no time.
Tom bir çözüm bulmak için çaresiz olduğunu söyledi.
- Tom said he was desperate to find a solution.
Her iki taraf da çözüm yolunda bir adım attı.
- Both parties took a step towards a solution.
En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.
- The best solution can only be found by a process of trial and error.