Tom kesinlikle güzel konuşan bir konuşmacı.
- Tom certainly is an eloquent speaker.
O, sık sık soruları ile konuşmacını sözünü kesti.
- He interrupted the speaker with frequent questions.
Hoparlöre yakın dinledi.
- He listened closely to the speaker.
Biz hoparlörlü telefonda mıyız?
- Are we on speakerphone?
Bilgisayarım için yeni hoparlörlere ihtiyacım var.
- I need new speakers for my PC.
Biz hoparlörlü telefonda mıyız?
- Are we on speakerphone?
O hızlı bir konuşucu.
- He is a fast speaker.
O, akıcı bir İngilizce konuşucusudur.
- She is a fluent speaker of English.
Bazı Almanca sözcükleri telaffuz etmek, İngilizce konuşan biri için son derece zordur örn. Streichholzschächtelchen
- Some German words are extremely difficult to pronounce for an English speaker, for example: Streichholzschächtelchen.
Sözcünün yorumları oldukça rahatsız ediciydi.
- The speaker's comments were highly offensive.
Spiker boğazını temizledi.
- The speaker cleared his throat.
O, iyi bir İngiliz spikerdir.
- She is a good English speaker.