Bir kabine oluşturmak zordur.
- Forming a cabinet is difficult.
Tom'un göl yakınında küçük bir kabini var.
- Tom has a small cabin on the lakefront.
Tom ve Mary balayıları için İtalya yakınında vapurla seyahate çıktılar fakat gemi battı ve Tom kamarasında boğuldu.
- Tom and Mary went on a cruise near Italy for their honeymoon, but the ship sank and Tom was drowned in his cabin.
Tom kamaraya geri gitti.
- Tom has gone back to the cabin.
Naoki fakirdi ve bir kulübede yaşardı.
- Naoki was poor and lived in a cabin.
Tom ormanda küçük bir kulübede tek başına yaşar.
- Tom lives all by himself in a small cabin in the woods.