Ben onlara düğün günlerinin ne zaman olduğunu sormak istiyorum.
- I want to ask them when their wedding day is.
Öğrenci bir soru sormak için elini kaldırdı.
- The pupil held up his hand to ask a question.
Böylesina aptal bir soru sormaktan daha iyisini biliyordu.
- She knew better than to ask such a stupid question.
Tom Mary'ye bir soru sormak istedi.
- Tom wanted to ask Mary a question.
Sadece onu istemek zorundasın.
- You have only to ask for it.
Onlar barış istemek için geldi.
- They came to ask for peace.
Tom Mary'den büyük bir iyilik rica etmek istedi.
- Tom wanted to ask Mary for a big favor.
Tom Mary'ye onunla dışarı çıkmasını rica etmek istedi, ama cesareti yoktu.
- Tom wanted to ask Mary to go out with him, but he didn't have the courage to.
Tom bana Mary'yi dansa davet etmek istediğini söyledi.
- Tom told me that he intended to ask Mary to the dance.
Tom baloya Mary'yi davet etmek istedi.
- Tom wanted to ask Mary to the prom.
O, ona nerede yaşadığını sordu.
- She asked him where he lived.
Altı yaşındaki birine sorun, altmış yaşındaki birine değil.
- Ask a six-year-old, not a sixty-year-old.
Tom Mary'ye çıkma teklif etmek istedi.
- Tom wanted to ask Mary out on a date.
Ona dans etmeyi teklif etmekten ve reddedilmekten korkuyorum.
- I'm afraid of asking her to dance and being turned down.