Şimdi havaalanındayım.
- I'm at the airport now.
Saat şimdi yedi kırk beş.
- It's quarter to eight now.
Şu anda bir bira içiyorum.
- I'm drinking a beer right now.
Ben, şu anda ters bir şey düşündüğüne dair bahse girerim.
- I just bet you were thinking something perverse just now.
İlerlemek ve faturayı hemen ödemek sanırım mantıklı olur.
- I suppose it makes sense to go ahead and pay the bill right now.
Bu çılgınca bir fikir gibi görünebilir fakat sanırım hemen şu anda Tom'u ve Mary'i ziyaret etmeye gitmeliyiz.
- It may seem like a crazy idea, but I think we should go visit Tom and Mary right now.
Asama yanardağı şu an hareketsiz.
- Mt. Asama is now dormant.
Onun yardımı olmasa, şu an hayatta olmam.
- If it weren't for her help, I would not be alive now.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
The time will come when you will regret this.
- The time will come when you will regret it.
Stars emanate gamma rays when they explode.
- Stars emit gamma rays at the time of their explosion.
... So at the present time, the United States is suffering from a massive case of nuclear ...