Evimin arkasındaki sokak, dağıtım kamyonları için çok dar.
- The street behind my house is too narrow for delivery trucks.
Sağanak dün posta dağıtımını geciktirdi.
- The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.
Hastane odasında, beyaz kıyafetler giymiş hemşire ve ebe doğum için hazırlanıyorlardı.
- In the hospital room, the nurse wearing white clothes and the midwife were preparing for the delivery.
Ben son kez kolay bir doğum yaptım.
- I had an easy delivery last time.
Teslimat fiyata dahil değildir.
- Delivery is not included in the price.
Tom için bir teslimatım var.
- I have a delivery for Tom.