Bilal bilgili bir kişidir.
- Bilal is a person of knowledge.
Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
- The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
Tom kötü bir şahıs değil.
- Tom isn't a bad person.
Hiçbir şey bir şahıs olmak kadar zor değil.
- Nothing is as difficult as becoming a person.
Tom her zaman gülümseyen bir tiptir.
- Tom is the type of person who always smiles.
Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
- Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
- Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.
- AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
Arabada bir kişilik yer vardı.
- There was room for one person in the car.
Yoshio kişilik olarak annesine ve görünüş olarak babasına benziyor.
- Yoshio resembles his mother in personality and his father in appearance.
Tom sempatik bir adam.
- Tom is a likeable person.
Yaşlı adam odasında öldü.
- The old person died in their room.
Mağazayı pek çok kişiye sordum, ancak kimse onu duymamıştı.
- I asked many persons about the store, but no one had heard of it.
Duygulu bir kimseyim, bilirsin.
- I am a sensitive person, you know.
Ben dürüst bir insanım.
- I am an honest person.
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
- A person's heart is approximately the same size as their fist.
O oraya bizzat gitti.
- He went there in person.
Bizzat görünmek zorundasın.
- You have to appear in person.
Ebola vücut sıvıları yoluyla insandan insana yayılır.
- Ebola spreads from person to person through bodily fluids.
Vücut kitle endeksi 25 ile 29 arasında olan bir kişi kilolu olarak düşünülmektedir.
- A person with a BMI of 25 to 29 is considered overweight.
Bu eserde görünen tüm karakterler tamamen hayal ürünüdürler. Yaşayan ya da ölü gerçek kişilere olan herhangi bir benzerlik sadece rastlantıdır.
- All characters appearing in this work are fictitious. Any resemblance to real persons, living or dead, is purely coincidental.
Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.
- Recognize and respect the personality of a person.
Sendika yönetimle pazarlık yaptı.
- The union bargained with the management.
Yönetim sonunda çalışanların talebine direnemedi ve onlara bir zam verdi.
- The management finally succumbed to the demand of the workers and gave them a raise.
THE favourable reception the Orrery has met with from Perſons of the firſt diſtinƈtion, and from Gentlemen and Ladies in general, has induced me to add to it ſeveral new improvements in order to give it a degree of Perfeƈtion; and diſtinguiſh it from others ; which by Piracy, or Imitation, may be introduced to the Public.
By common law a corporation or a trust is legally a person.
Meanwhile, the dazed Sullivan, dressed like a bum with no identification on his person, is arrested and put to work on a brutal Southern chain gang. — New York Times, 2004.
Where is the person?.
I'm sorry I couldn’t meet you earlier but I spent all night working for the man.
You’re the man!.
You had better go in person.
- You'd better go in person.
You can't judge a person if you don't know him well.
- You cannot judge a person if you don't know him well.
... And when you equalize for the person, ...
... amount of carbon dioxide per person. New York City is reported, according to the Mayor’s ...