the period of time between sunrise and sunset

listen to the pronunciation of the period of time between sunrise and sunset
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the period of time between sunrise and sunset в Английский Язык Турецкий язык словарь

period of time
zaman periyodu
period of time
süre

Birçoğu sömürgeciliğin egemenliği altında uzun bir süre baskı ve sefaletten çekmiştir. - Many have suffered oppression and misery for a long period of time under the rule of colonialism.

O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi. - She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.

daylight
gündüz

Gündüz vakti okumayı severim. - I like reading by daylight.

period of time
zaman dilimi
daylight
gün ışığı

Tom gün ışığından önce eve geldi. - Tom got home just before daylight.

Gün ışığından yararlanma saatinin geçen hafta sona erdiğini unuttum. - I forgot that the daylight saving time ended last week.

daylight
{i} gün ışığı.daylight-saving time yaz saati
daylight
gösterme
daylight
I will knock the daylights out ofargo Canına okuyacağım
daylight
see daylight zorluklann sonuna gelmek
daylight
teşhir etme
daylight
{i} şafak
daylight
şafak/ışık/gündüz ışığı
daylight
güneş ışığı
daylight
önce şaşırtıcı gelen bir şeyin sonradan anlaşılması
daylight
gün ışıgı
daylight
{i} aydınlık
daylight
{i} boşluk
daylight
{i} aralık
daylight
(Tekstil) günışığı
Английский Язык - Английский Язык
daylight
period of time
an amount of time; "a time period of 30 years"; "hastened the period of time of his recovery"; "Picasso's blue period"
period of time
{i} amount of time, length of time
period of time
a while
the period of time between sunrise and sunset

    Расстановка переносов

    the pe·ri·od of time be·tween sun·rise and sun·set

    Турецкое произношение

    dhi pîriıd ıv taym bitwin sʌnrayz ınd sʌnset

    Произношение

    /ᴛʜē ˈpərēəd əv ˈtīm bēˈtwēn ˈsənˌrīz ənd ˈsənˌset/ /ðiː ˈpɪriːəd əv ˈtaɪm biːˈtwiːn ˈsʌnˌraɪz ənd ˈsʌnˌsɛt/
Избранное