Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Öteki takım bizi hafife aldı.
- The other team took us lightly.
Ben öbür yola bakmaktan kendimi tutamadım.
- I can't keep looking the other way.
Öbür düğmeye basmayı dene.
- Try pushing the other button.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Al birini vur ötekine!
- One's as bad as the other.
Meryem öbür kızlar gibi değil.
- Mary is not like the other girls.
Ben öbür yola bakmaktan kendimi tutamadım.
- I can't keep looking the other way.
Diğer tüm diller Uygurca'dan daha kolaydır.
- All the other languages are easier than Uighur.
Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
- When I woke up, all other passengers had gotten off.
Başka seçeneğim yoktu.
- I had no other choice.
Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir.
- Everyone has the right to own property alone as well as in association with others.
Onun iki kedisi var. Biri beyaz ve diğeri siyah.
- She's got two cats. One's white and the other is black.
Bir el diğerini yıkar.
- One hand washes the other.
Top şimdi başkasında.
- Now the shoe is on the other foot.
Başkasının senin yerine düşünmesini bekleme!
- Don't expect others to think for you!
Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı.
- This is the same pencil that I lost the other day.
Geçen gün bahsettiğim araba bu.
- This is the car I spoke of the other day.
Geçenlerde konuştuğumuz çocuk odur.
- He's the boy we spoke about the other day.
Tom sadece geçenlerde bir konsere gitti.
- Tom went to a concert just the other day.
Geçen gün kameramı kaybettim.
- I lost my camera the other day.
Geçen gün bahsettiğim araba bu.
- This is the car I spoke of the other day.
Tom'tan başka kimsenin onu yaptığını hiç görmedim.
- I've never seen anyone other than Tom do that.
Başkalarına iyilik etmek değerli bir harekettir; başkalarını incitmek bir günahtır.
- To do good to others is a meritorious act; to hurt others is a sin.
Bu gün başka sıradan bir gün gibi başladı.
- This day started like any other ordinary day.
Bundan başka boyutlarda var mı?
- Do you have this in other sizes?
Bundan başka herhangi bir şey yapma.
- Don't do anything other than this.
Bir sonraki Noelde üç yıldır birbirimizi tanıyor olacağız.
- We'll have known each other for three years next Christmas.
Başka türlü yapamazdım.
- I could not have done otherwise.
Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.
- I thought it was a good book, but Jim thought otherwise.
Other people would do it differently.
I get paid every other week.
Other than that, I'm fine.
And if that I had nat had my prevy thoughtis to returne to youre love agayne as I do, I had sene as grete mysteryes as ever saw my sonne Sir Galahad other Percivale, other Sir Bors.
I'm afraid little Robbie does not always play well with others.
He turned around and walked the other way.
I was in San Francisco just the other day.
Be sure to clean the lint filter before you run the dryer. Otherwise, you might start a fire.
- Be sure to clear the lint trap before you run the dryer. Otherwise, you might start a fire.
I was ill, otherwise I would have attended the meeting.
- I was ill, otherwise I would've attended the meeting.
... other outlets to explained ...
... But having built this, there are now other ...