Açık havada üç saat geçirdik.
- We spent three hours in the open air.
Açık havada iyi zaman geçirdik.
- We had a good time in the open air.
Açık havada iyi zaman geçirdik.
- We had a good time in the open air.
Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
- A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness.
... this town is an open air museum of celtic architecture ...