the number of people traveling with the applicant

listen to the pronunciation of the number of people traveling with the applicant
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the number of people traveling with the applicant в Английский Язык Турецкий язык словарь

people
millet

İngilizler becerikli bir millettirler. - The English are a practical people.

Çinliler cana yakın bir millettir. - The Chinese are a friendly people.

people
ulus

Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz. - According to a survey, three in five people today are indifferent to foreign affairs.

Yahudiler Tanrı tarafından seçilmiş bir ulustur. - Jews are a people chosen by God.

people
insanlar

ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir. - According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.

Seyahat, insanları bilgili yapar. - Traveling makes people knowledgeable.

people
{i} 1. birileri: Be quiet! There are people in the next room. Sus! Yandaki odada birileri var. Are there people in the next room? Bitişikteki
people
{f} insan yerleştirmek
people
dünya

Dünyada birçok insan açtır. - Many people in the world are hungry.

Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker. - Some people in the world suffer from hunger.

people
beşer
people
kalabalık

İnsanları işaret etmek kalabalıktır. - It is rude to point at people.

Caddede bir kalabalık var. - There is a crowd of people on the street.

people
el
people
insanoğlu
people
kişiler

Cömertlik bazı kişilerde doğuştandır. - Generosity is innate in some people.

Tom ünlü kişilerin taklitlerini yapar. - Tom does impersonations of famous people.

people
ümmet
people
kimse

Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız. - We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.

Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı. - There were cars burning, people dying, and nobody could help them.

people
kişi

Sadece birkaç kişi beni anladı. - Only a few people understood me.

Konserde çok fazla kişi vardı. - There were too many people at the concert.

people
kodak üyeleri
people
akrabalar
people
(fiil) insan yerleştirmek
people
birileri: Be quiet! There are people in the next room. Sus! Yandaki odada birileri var. Are there people in the next room? Bitişikteki
Английский Язык - Английский Язык
people
the number of people traveling with the applicant

    Расстановка переносов

    the num·ber of peo·ple trav·el·ing with the ap·pli·cant

    Турецкое произношение

    dhi nʌmbır ıv pipıl trävlîng wîdh dhi äplîkınt

    Произношение

    /ᴛʜē ˈnəmbər əv ˈpēpəl ˈtravləɴɢ wəᴛʜ ᴛʜē ˈapləkənt/ /ðiː ˈnʌmbɜr əv ˈpiːpəl ˈtrævlɪŋ wɪð ðiː ˈæplɪkənt/
Избранное