O, odaya girdiğinde bir mırıltı vardı.
- There was a murmur when she entered the room.
Utangaç erkek çocuğu adını mırıldandı.
- The shy boy murmured his name.
O, dudaklarını onun kulağına yaklaştırdı ve mırıldandı: Seni seviyorum.
- He brought his lips close to her ear and murmured: I love you.