Hayatını milleti için verdi.
- He gave his life for the nation.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
- Sovereignty unconditionally belongs to the nation.
Fransız hükümeti, ulusal bütçeyi vergi mükelleflerinin dengelemesi için meydan okuyan online bir oyunu piyasaya sürdü.
- The French government has launched an online game that challenges taxpayers to balance the national budget.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
- You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
- Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
Birçok ülke Kyoto, Japonya'da 1997 yılında antlaşma imzaladı.
- Many nations had signed the treaty in 1997 in Kyoto, Japan.
Milliyetçilik, vatanseverlikle karıştırılmamalıdır.
- Nationalism is not to be confused with patriotism.
Vatanseverler kendi milletinin haklarını savundu.
- The patriots stood up for the rights of their nation.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
The Roma are a nation without a country.
I'm nation sorry for you. -- Mark Twain.
... their aspirations when I believe unites the people of this nation ...
... The top 5 percent of taxpayers will continue to pay 60 percent of the income tax the nation ...