the most severe part

listen to the pronunciation of the most severe part
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the most severe part в Английский Язык Турецкий язык словарь

depth
{i} derinlik

Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı. - I think there must be much gold in the depths of the Earth.

Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim. - I want to submerge myself in the ocean depths, and to disappear there so as to never be seen again.

depth
derinliği

Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz. - ׁWe're measuring the depth of the river.

O ailesi için sevgisinin derinliğini gösteriyor. - That shows the depth of his love for his family.

depths
derinlikler

Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim. - I want to submerge myself in the ocean depths, and to disappear there so as to never be seen again.

21 ay önce kışın derinliklerinde başlayan şey bu sonbahar gecesinde sona eremez. - What began 21 months ago in the depths of winter cannot end on this autumn night.

depth
depth charge su altındaki herhangi bir hedefe özellikle denizaltılara atılan patlayıcı madde
depth
öz nüve depths of degradation
depth
{i} ahlâk azlığı
depth
depth of winter kışın ortası
depth
karakış
depth
kep
depth
{i} dip
depth
{i} derin yer
depth
{i} yoğunluk
depth
umman
depth
(Askeri) DERİNLİK: Bir düzlem, nokta veya cismin bir deniz göl veya nehir yüzeyi altındaki düşey mesafesi
depth
{i} bilinçaltı
depth
{i} en derin nokta
depth
depths denizin derinlikleri
depth
rezalet
Английский Язык - Английский Язык
depths
depth

in the depths of winter.

the most severe part

    Расстановка переносов

    the most se·vere part

    Турецкое произношение

    dhi mōs sıvîr pärt

    Произношение

    /ᴛʜē ˈmōs səˈvər ˈpärt/ /ðiː ˈmoʊs səˈvɪr ˈpɑːrt/
Избранное