Tom mikrofona uzandı.
- Tom reached for the microphone.
Tom mikrofonun önünde durdu.
- Tom stood in front of the microphone.
Tom takılmak istemiyordu.
- Tom didn't want to stick around.
Tom ne olacağını görmek için takılmak istiyordu. Ne yazık ki, gitmek zorunda kaldı.
- Tom wanted to stick around to see what would happen. Unfortunately, he had to leave.
Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç.
- Stop sticking your nose into other people's business.
Kollarınız o çubuktan daha önemlidir, bu nedenle kolunuzu kullanmak yerine çubuğu kullanın.
- Your arms are more important than that stick, so instead of using your arm, use the stick.
garden of microphones, which stuck up like metal flowers in her face.
... to just make it up, but now that you're here, we'll go. So do you have your microphone on ...
... Can we get one microphone to the woman in the middle? ...