the measurement under some system of region of day or moment

listen to the pronunciation of the measurement under some system of region of day or moment
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the measurement under some system of region of day or moment в Английский Язык Турецкий язык словарь

time
zamanı göre ayarlamak
time
zamanını/hızını kaydetmek
time
{i} tempo
time
(Kanun) önel
time
çarpı

Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı. - Tom has been struck by lightning three times.

Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi. - The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.

time
dem

Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı. - I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.

O zaman Japonya'da demiryolları yoktu. - There were no railroads in Japan at that time.

time
süre

Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım. - If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.

Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var? - How much time does she need to translate this book?

time
çağ

Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur. - The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.

O kale eski antik çağda inşa edilmiştir. - That castle was built in ancient times.

time
vakit

Dün akşam iyi bir vakit geçirdim. - I had a good time last evening.

Yarın bu vakitte onunla akşam yemeği yiyor olacak. - He will be having dinner with her at this time tomorrow.

time
{i} zaman

Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar. - Some read books just to pass time.

Bir zaman makinen olduğunu hayal et. - Imagine that you have a time machine.

time
{f} saat tutmak
time
{f} zamanlama yapmak
time
{i} doğum zamanı
time
{f} süre tutmak
time
{i} zaman, vakit: It'll take a long time. Çok zaman ister. It's time for bed. Artık yatma zamanı geldi. Now's exactly the right time! Şimdi tam
time
{f} zamanlama yap
time
{i} vade
time
(isim) zaman, aralık, vakit, çağ, süre, vade, uygun zaman, doğum zamanı, tempo, kere
Английский Язык - Английский Язык
time

Let's synchronize our watches so we're not on different time.

the measurement under some system of region of day or moment

    Расстановка переносов

    the meas·ure·ment un·der some sys·tem of re·gion of Day or mo·ment

    Турецкое произношение

    dhi mejırmınt ʌndır sʌm sîstım ıv ricın ıv dey ır mōmınt

    Произношение

    /ᴛʜē ˈmeᴢʜərmənt ˈəndər ˈsəm ˈsəstəm əv ˈrēʤən əv ˈdā ər ˈmōmənt/ /ðiː ˈmɛʒɜrmənt ˈʌndɜr ˈsʌm ˈsɪstəm əv ˈriːʤən əv ˈdeɪ ɜr ˈmoʊmənt/
Избранное