Kule sola doğru hafifçe eğildi.
- The tower leaned slightly to the left.
O, sol eliyle yazı yazar.
- She writes with her left hand.
Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
- The fingerprints left on the weapon match the suspect's.
Kalan varsa, bana biraz ver.
- If there is any left, give me some.
Sola dönerseniz, restoranı sağ tarafınızda bulursunuz.
- Turning to the left, you will find the restaurant on your right.
Sola dönerseniz, postaneyi bulursunuz.
- Turning to the left, you will find the post office.
Amerikan arabalarının direksiyon simitleri sol taraftadır.
- Steering wheels of American cars are on the left side.
Sol taraftaki kapılar açılacak.
- The doors on the left side will open.
Sol elinde ne varsa bana göster.
- Show me what you have in your left hand.
Benim sol elimde biraz uyuşma var.
- I have some numbness in my left hand.
Soldaki düğmeye bastığına emin misin?
- Are you sure you pressed the button on the left?
Soldaki dolabı aç. Şişeler orada.
- Open the cupboard on the left. The bottles are there.
Senin odan soldan birinci.
- Your room is the first one on the left.
Soldan beşinci adamı öp.
- Kiss the fifth man from the left.
Dan yemek artıklarını yedi.
- Dan ate the leftovers.
Sanırım fırında biraz artık pizzam var.
- I think I have some leftover pizza in the fridge.