Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
Dişlerini günde en az iki kez fırçala.
- Brush your teeth twice a day at least.
En ufak mutluluk bile bana çok görülüyor.
- I am grudged even the least bit of happiness.
Onun kitapla ilgili en küçük bir fikri yoktu.
- He didn't have the least idea of the book.
O en küçük ortak paydaya itiraz etmeye çalışıyor.
- He's trying to appeal to the least common denominator.
Asker zerre kadar ölmekten korkmuyordu.
- The soldier was not in the least afraid to die.
Bir açıklama daha olma ihtimalini göz önünde bulundurmak için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum.
- I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility that there's another explanation.
Light does not need to know in advance which is the path of least time because it takes all paths from its source to its destination.
... least many of us, is the freedom to speak and to hear ...
... least a century old. ...