Bilinenler bilinmeyenlerden ayrılmalı.
- The known must be separated from the unknown.
Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
- Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
Bilinen bir hata bilinmeyen bir gerçekten daha iyidir.
- A known mistake is better than an unknown truth.
Madonna Japonya'da her lise öğrencisi tarafından bilinmektedir.
- Madonna is known to every high school student in Japan.
Onun adı kasabadaki herkes tarafından bilinmektedir.
- His name is known to everyone in the town.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.
- A socialite is a person who is well known in fashionable society and is fond of social activities and entertainment.
Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.
- Sami hired a well known attorney.
Tanınmak istemiyorum.
- I don't want to be known.
O hem Japonya'da hem de Amerika Birleşik Devletlerinde iyi tanınmaktadır.
- She is well known both in Japan and in the United States.
San Fransisko, sisi ve diğer şeylerin arasında tepeleri ile ünlüdür.
- San Francisco is known for its fog and its hills among other things.
Onun adı bu kasabada herkesçe bilinmektedir.
- His name is known to everyone in this town.
Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
- The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
O, ülkemizde iyi tanınmıştır.
- He is well known in our country.
O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.
- She's well known as a singer.
... the internet for as long as I've known you. ...
... is the most power force known to man. At seven percent a year growth, a quantity doubles ...