Ben iğne olmak yerine, ilaç almayı tercih ederim.
- I prefer taking medicine rather than getting an injection.
Mahkeme adamı öldürücü iğneyle ölüme mahkûm etti.
- The court condemned the man to death by lethal injection.
Genetik modifikasyonun bir örneği balık genlerinin çilek ve domatese enjeksiyonudur, bu meyvelerin donmasını engelleyen bir süreç.
- An example of genetic modification is the injection of fish genes into strawberries and tomatoes, a process which prevents these fruits from freezing.
O, morfin enjeksiyonları ile kontrol altında tutuldu.
- She was kept under with morphine injections.