Evet, o bizim menajerimiz.
- Yes, she's our manager.
Tom kulübün menajeri.
- Tom is the manager of the club.
Tom, mağaza müdürünü parasını ona geri vermesi için ikna etti.
- Tom persuaded the store manager to give him back his money.
O, aslında müdür değildir.
- He is actually not the manager.
Ben yönetici ile konuşmak istiyorum.
- I should like to speak to the manager.
O, pazarlama bölümü yöneticisidir.
- He is the manager of the marketing department.
Tom'un menejeri olmaktan nasıl vazgeçtin?
- How did you end up being Tom's manager?
The other coaches offered their opinions, but in the end the head coach decided.