the front part of a ship

listen to the pronunciation of the front part of a ship
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the front part of a ship в Английский Язык Турецкий язык словарь

fore
baş tarafta önde
fore
(Kanun) önde olan
fore
başta
fore
ön

Sabah hava durumu daha sonra gün içinde gök gürültülü sağanak yağışı öngördü. - The morning forecast predicted thunder showers later in the day.

Su, ormanlar ve mineraller önemli doğal kaynaklardır. - Water, forests, and minerals are important natural resources.

fore
önek on; önceden; önceki
fore
{i} pruva
fore
{s} önde

Mary ülkenin Suriye'deki çatışma konusundaki en önde gelen uzmanıdır. - Mary is the country's foremost expert on the conflict in Syria.

Subrahmanyan Chandrasekhar yirminci yüzyılın önde gelen astrofizikçilerinden biriydi. - Subrahmanyan Chandrasekhar was one of the foremost astrophysicists of the twentieth century.

fore
ön taraftaki
fore
öne geçmek
fore
dikkat

Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu. - The forest fire occurred through carelessness.

Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin! - If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!

fore
daha evvelki
fore
ön kısımda/ön kısıma
fore
önde olan şey
fore
come to the fore başa geçmek
fore
{i} baş taraf
fore
ilk

Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün. - You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.

Bu senin ilk yurt dışı seyahatin mi? - Is this your first foreign trip?

fore
(İnşaat) baş, ön, öncü
fore
the fore part ön taraf
Английский Язык - Английский Язык
fore
fore-
The front part of the ship
bow
the front part of a ship

    Турецкое произношение

    dhi frʌnt pärt ıv ı şîp

    Произношение

    /ᴛʜē ˈfrənt ˈpärt əv ə ˈsʜəp/ /ðiː ˈfrʌnt ˈpɑːrt əv ə ˈʃɪp/
Избранное