İran, Amerikalı kadının serbest bırakılmasını engelliyor.
- Iran balks at release of American woman.
Kadın bir portakal yiyor.
- The woman eats an orange.
Şu kadın onun karısı olmalı.
- That woman must be his wife.
İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.
- Wait till the guys at work hear that your wife left you for another woman.
Müzik alanında hiç kimse bu genç kadın eşit değildir.
- Nobody is equal to this young woman in the field of music.
Şu kadını görüyor musun? O benim eşim.
- Do you see that woman? She's my wife.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
- It's hard to be a woman. One must think like a man, act like a lady, look like a girl, and work like a horse.
Bu mektup yaşlı bayanadır.
- This letter is to the old woman.
Polonyalı bir bayanla evlendim.
- I am married to a Polish woman.
Ev kadınların dünyasıdır, dünya erkeklerin evidir.
- The home is the woman's world, the world is the man's home.