Onlar, altı fit yüksekliğinde bir duvara tırmanmak zorunda kaldı.
- They had to climb a wall six feet high.
Yol on fit genişliğinde.
- The road is ten feet in width.
Ayakkabıların çok küçük olduğu için ayakların şişmiş.
- Your feet are swollen because your shoes are too small.
Hapishaneden çıktığımda, Tom tekrar ayaklarımın üstünde durmama yardımcı oldu.
- When I got out of prison, Tom helped me get back on my feet.
Ayakkabıların çok küçük olduğu için ayakların şişmiş.
- Your feet are swollen because your shoes are too small.
Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
- I could scarcely stand on my feet.
... Standing on two feet is a revolutionary advance. ...
... and get Afghanistan back on its feet. It's a huge challenge, it's complicated even further ...