Düşen bir ağaç tarafından hareketsiz kaldı.
- He was pinned down by a fallen tree.
Tom nehire atlama cesaretinin olmasını ve düşen bebeği kurtarmayı diledi.
- Tom wished he had had the courage to jump into the river and save the baby that had fallen in.
Tom şeytanın avukatını oynamada çok iyi değildir.
- Tom isn't very good at playing the devil's advocate.
Şeytanı an, Kathy'i gör.
- Speak of the devil, here comes Kathy.
Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.
- A fallen tree blocked the path.
Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
- The garden was covered with fallen leaves.
Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
- The garden was covered with fallen leaves.
Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
- A fallen rock barred his way.
Why the devil have you got my pizza?.
... Because idle hands are the devil's workshop. ...
... And then the details-- the devil's ...