Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet him at the coffee shop.
Çok susadım. Bir fincan kahve istiyorum.
- I am thirsty. I would like to have a cup of coffee.
Toplantı için kahvehanede buluştular.
- They gathered at the coffee shop for a meeting.
Orada karşıda bir kahvehane var.
- There is a coffee shop over there.
Tom bir çaydanlık kahve yaptı.
- Tom made a pot of coffee.