Biz aynı kumaştan kesilmişiz.
- We are cut from the same cloth.
Bu kumaş iyi ütülenir.
- This cloth irons well.
Nemli bir bezle pencereyi temizle.
- Clean the window with a damp cloth.
Niçin bu bezle ayakkabıları parlatmıyorsun?
- Why don't you polish the shoes with this cloth?
Onlar masaya örtü örttüler.
- They covered the table with a cloth.
Garson masaya beyaz bir örtü serdi.
- The waitress spread a white cloth over the table.
Tom elbiselerini yerine koydu.
- Tom put away his clothes.
Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
- I put the rest of your clothes in the laundry.