İngilizce dilinden ve onunla ilgili her şeyden nefret ediyorum.
- I hate the English language and everything related to it.
Yeni bir yardımcı dile ihtiyacımız yok, İngilizce zaten o rolü yerine getiriyor.
- We do not need a new auxiliary language, the English language already fulfills that role.
Japonlar Britanyalılardan daha fazla sığır eti yer.
- The Japanese eat more beef than the British do.
Britanyalı göçmenler standart İngilizce konuşmadılar.
- British immigrants didn't speak standard English.
O bir İngiliz vatandaşı, ama Hindistan'da yaşıyor.
- He's a British citizen, but he lives in India.
İngilizler çok geç davrandı.
- The British acted too late.