Polisler Tom'un yatak odası penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadılar.
- The police couldn't find any footprints outside Tom's bedroom window.
Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti.
- Football originally meant a game played with a ball on foot - unlike a game played on horseback, such as polo.
Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.
- The footnotes are at the bottom of the page.
Onlar masa altından ayakla birbirlerini taciz ediyorlardı.
- They were playing footsie under the table.
Yüzmeye gitmektense futbol oynamayı tercih ederim.
- I'd rather play football than go swimming.
İstasyona yürüyerek gitmek bir saat sürer.
- It takes an hour to get to the station on foot.