the arm, or level, of a gin, drawn around by a horse

listen to the pronunciation of the arm, or level, of a gin, drawn around by a horse
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the arm, or level, of a gin, drawn around by a horse в Английский Язык Турецкий язык словарь

start
{i} başlama

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir. - If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.

Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım. - I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.

start
(Bilgisayar) nesnesini başlat
start
çalışmak

Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin? - I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?

start
yolverme
start
çalışma

Tom Mary ile çalışmaya başladığından beri üç yıl oldu. - It's been three years since Tom started working for Mary.

Geçen yıl bu şirket için çalışmaya başladım. - I started working for this company last year.

start
(back ile) geri dönmek için yola çıkmak
start
sıçrama

Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı. - Tom started bouncing up and down on the bed.

Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı. - The children started bouncing up and down on the couch.

start
{i} başlangıç

Sürücüler başlangıç çizgisindeler ve gitmek için çok istekliler. - The drivers are at the starting line and raring to go!

İyi bir başlangıç ​​yapmak savaşın yarısıdır. - Making a good start is half the battle.

start
{f} başlamak

Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım. - I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.

Onun planı pazartesi günü başlamaktı. - His plan was to start on Monday.

start
{f} kaynaklanmak
start
{f} korkutup kaçırmak
start
{i} harekete geçme
start
kuş kuyruğu biçiminde parça
start
{i} avantaj

Tom beni daha avantajlı başlattı. - Tom gave me a head start.

start
{i} spor start, depar, çıkış
start
{i} yola çıkma: Let's get an early start. Erken yola çıkalım
start
başlamak; başlatmak: It started to rain. Yağmur yağmaya başladı. They've started fighting. Dövüşmeye başladılar. Prices start at fifteen
start
irkilme/başlangıç
start
{f} koyulmak
start
{f} kurmak

Onunla bir aile kurmak istedim. - She wanted to start a family with him.

O her zaman bir aile kurmak istedi. - She always wanted to start a family.

Английский Язык - Английский Язык
start
the arm, or level, of a gin, drawn around by a horse

    Расстановка переносов

    the arm, or level, of a gin, drawn a·round by a horse

    Произношение

Избранное