the action of the verb to put

listen to the pronunciation of the action of the verb to put
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the action of the verb to put в Английский Язык Турецкий язык словарь

putting
hafifçe vur/koy
putting
{f} koy

Hayallerinize paramı koymakla ilgilenmiyorum. - I have no interest in putting my money into your dreams.

Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu. - In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.

putting
koyarak

Her şeyi bir tekneye koyarak riske atmayın. - Don't risk putting everything in one boat.

O kili ateşe koyarak sertleştirdi. - He hardened clay by putting it into a fire.

putting
{i} yerleştirme

Arşivlerimizin sistematik bir sınıflandırmasını yerleştirmek büyük bir zaman tasarrufu olabilir. - Putting in place a systematic classification of our archives could be a great time saver.

putting
koyuyor

Bence çok fazla şeker koyuyorsun. - I think you're putting in too much sugar.

Ayağımı yere koyuyorum. - I'm putting my foot down.

Английский Язык - Английский Язык
putting
the action of the verb to put

    Расстановка переносов

    the ac·tion of the verb to put

    Турецкое произношение

    dhi äkşın ıv dhi vırb tı pût

    Произношение

    /ᴛʜē ˈaksʜən əv ᴛʜē ˈvərb tə ˈpo͝ot/ /ðiː ˈækʃən əv ðiː ˈvɜrb tə ˈpʊt/
Избранное