Beşikte uyuyan sevimli bebeğe bak.
- Look at the cute little baby sleeping in the cradle.
Beşikte uyuyan bebeğe bak.
- Look at the baby sleeping in the cradle.
Tom uyku tulumunun içinde rahat hissetti.
- Tom felt comfortable inside his sleeping bag.
Tom aşırı dozda uyku hapları aldı.
- Tom took an overdose of sleeping pills.
Uykudan sonra Tom eminim daha iyi bir ruh hali içinde olacaktır.
- After sleeping, Tom will surely be in a better mood.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.
- Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree.
Onun penceresinin dışındaki gürültü onun uyumasını engelledi.
- The noise outside his window prevented him from sleeping.
Bir odada klima olmadan uyumaya alışkınım.
- I'm accustomed to sleeping in a room without air conditioning.