Tom birinci sınıfı tekrarlamak zorunda kaldı.
- Tom had to repeat first grade.
Onun benim arkadaşım olmadığını kaç defa tekrarlamak zorundayım.
- How many times do I have to repeat that she isn't my friend?
Hayır, İngiliz tekrarladı.
- No, repeated the Englishman.
Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
- His repeated delinquencies brought him to court.
Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.
- Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
Tom'un kendisi tekrarlamaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like to repeat himself.
Trajedi tekrarlanmaması için hatırlanmalı.
- The tragedy must be remembered so that it is not repeated.
Bir yalanın tekrarlanması onu doğru yapmaz.
- Repeating a lie does not make it true.
Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.
- The two mirrors facing each other created a repeating image that went on to infinity.
Soruyu yinelememi ister misin?
- Do you want me to repeat the question?