Sonunda hedefine ulaştı.
- Finally, he achieved his goal.
Onlar hedefine ulaştı.
- They reached their goal.
Fred başarmak istediği amaçlardan karısına bahsetti.
- Fred told his wife about the goals that he wanted to accomplish.
İtiraf ediyorum, o olmadan yaşamımın bu on yılı boş ve amaçsız olurdu.
- I admit that, without him, those ten years of my life would have been empty and without goals.
Forvet oyuncusu gol attı.
- The forward kicked a goal.
Bu gece ilk golü kim atar?
- Who will score the first goal tonight?
Bir kaleci olmak zor mu?
- Is it hard being a goalie?
Kaleci topa dokunduğunda hakem diğer takıma bir köşe vuruşu verdi.
- When the goalkeeper touched the ball, the referee awarded the other team a corner kick.
Az sayıda amacın olduğunda yaşlanırsın.
- When you have few goals, you get older.